Galata köprüsündeki sıradan bir gün akışının kendi icinde barındırdığı kaotik durumları deşifre etmek amaçlı; kentteki bir takım duyusal uyaranların izini sürerken mekan-beden ilişkisi üzerinden birtakım ritüeller köprüyü yaşayan bir ‘mikro kent’ haline dönüştürüyordu.
Küçük kardeşimin karantina günlerindeki birtakım enstantaneleri..
Güneşin gidişine kanan kent karanlığın varoluşu icinde kendi silüetini yeniden oluşturuyor işte bu ritme dalıp gidiyorum.. next: Buket Açıkgöz
Eğitmenin Yorumu / Comment of Instructor
Dijital fotoğrafı ham bir fotoğraf olarak kabul etmek gerekir. Çekimden sonra mutlaka oto kontrast bile olsa ufak düzeltmeler yapmak gerekir. Fotoğraflarındaki en önemli eksik bu, çekildiği gibi önümüzdeler. Örnek olarak vazolu portakal fotoğrafına oto kontrast verdim sadece farkı anlaman açısından. Altta görebilirsin. Diğer bir eksik teknikten çok anlatımla ilgili, anlatımının güçlü olması fotoğrafının da bakma isteği uyandıran ve akılda kalır bir fotoğraf olmasını sağlar. Örnek için başka iki fotoğrafına müdahale ettim. Bu müdahaleleri çekim esnasında yapabilseydim çok daha iyi sonuçlar alırdın. İlkinde oto color yapıp rengin toparlanmasını sağladım ve ardından kontrastı arttırdım sadece, böylece gölge ve ışığın farkını daha keskinleştirmiş oldum. İkincisinde ise fotoğrafı siyah beyaz yapıp, damlalıkla sol arka duvarı siyah işaret ederek bu alanın referansına göre diğer alanların ışığını ayarladım. (Photoshop: Image > Adjustment > Levels). Böylece çok keskin siyah ve beyazlar çıktı ortaya. Aynı zamanda hem masanın kenarındaki, hem de portakalın dış hattındaki ışık kendini kontür olarak gösterdi. Ben bunları photoshopla yaptım ama çekim anında da yapılabilirdi. Ortaya daha da iyi sonuçlar çıkardı. Sonuç itibarıyla, fotoğrafı çekerken, sadece konuyu ve kompozisyonu düşünmek yetmez. Bunları başka unsurlarla da desteklemek gerekir. O zaman fotoğraf herhangi bir görsel değil, fotoğraf olmaya başlar.
Eğitmenin Yorumu / Comment of Instructor
Yazdıklarının hepsi doğru ve geçerli. Kareler bu şekilde analiz edilebilir. Daha doğrusu teknik açıdan ele alınabilir. Müzik-fotoğraf eşleşmesi istediğimde birincil beklentim müziğin temel özelliği ile fotoğrafın ilk görünen özelliğinin eşleşmesiydi. Buradan yola çıkarsak, Bolero’nun en vurucu özelliği olan aynı ritmin tekrarlanması ilk fotoğrafın temel unsuru değil. Aynı şekilde Happy’nin mutluluk ve serbestlik hissi ikinci karede yok.