Ödevler title

Haftalık çalışmalar Diğer ödevleri takipte kalın!

10 NİSAN YORUM/COMMENT

Öğrenciler/Students

Şafak Salgür

Genel olarak yaptığımız hikaye projesinde konu olarak genellikle gün içinde neler yaptığımızın fotoğraflarını çekilmiş. Hikayenin belli bir yere ulaşabilmesini biraz engelledi bu fotoğraflar.

Teknik açıdan ise birçok kişinin fotoğrafları telefonlarıyla çektiklerini gördüm. Telefonla çekilen fotoğraflarda telefon kamerasının diyaframının sabit olmasından kaynaklanan ışığı kontrol edememe durumu çok belli fotoğraflarda. ayrıca gece fotoğraflarında telefon ile çekilen fotoğraflarda çok fazla kumlanma görülüyor. Fotoğraflar genel olarak Dslr yada Aynasız kameralarla çekilmiş olsaydı fotoğrafların hem ışık hem de detay açısından daha zengin olabileceğini düşünüyorum.

Damla Yeğen

Genel olarak fotoğraflarda olay örgüsü, hikaye devam ettirme/oluşturma kaygısındansa kompozisyon oluşturma kaygısı olduğunu düşünüyorum. Çok fazla olay tekrarı yaşandı. Herkes kitap okuyor, kahve içiyor, resim yapıyor, bilgisayardan iş yapıyor fakat olay örgüsü yok herkes kendini anlatıyor. Bazen soyuta kaçılıyor evet kendimizi ifade etmeliyiz ama bence bu ödevde konu bu değildi. Konu bir bütün oluşturmakken çok fazla bireyselleşildi. Bir oyun gibi örgü çok farklı yerlere gidebilirdi ama çoğunluk devam kaygısı olmadan cümleler uydurup bağlamaya çalışarak beğendiği fotoğrafı koymayı tercih etti.Bazı fotoğraflar özenilmiş editlenmişti fakat bazıları telefonla çekilmişti bu da asıl odaklanılması gereken yeri göstermelerini zorlaştırdı bence. Karanlık fotoğrafların bazılarındaki ışık olaylarını beğendim.

Sude Salahor

Fotoğrafların hepsine yorumları okumadan geçip baktığım zaman yer yer tekrar eden aynı konseptteki fotoğrafları görüyorum. Bu durum bence ‘karantinada bir gün’ konseptini doğrudan destekliyor. Tüm dünyayı etkileyen bu süreçte aslında hepimiz farklı mekanlarda da olsak, benzer süreçlerden geçiyor ve benzer aktiviteler yapıyor olmamazın paralelliğinde gelişen bir durum olduğunu düşünüyorum.

Fotoğrafları sıralı olarak en baştan sona kadar incelediğimde bir kişiye ait bir günlük fotoğraf dizisi olarak düşünebiliriz. Böyle diyebilmemdeki en önemli faktörlerden biri fotoğrafların çekildiği zamanı anlamamızı sağlayan ışık.

Birinci fotoğrafta sabahın erken ışıklarında çekilmiş bir kare ve aslında sabah uyanmamızın birinci faktörlerinden olan saat - alarm çağrışımı. Sonrasında gelen kahvaltı, kahve, kitap, spor aktiviteleri, manzara… Daha sonra git gide altta indikçe siyah beyaz fotoğraflardaki karanlık ve gece vurgusu bunun bir günlük bir serüven olduğu hissini çağrıştırıyor. Bu serüvende fotoğraflar genellikle birbirini takip eden cümleler ve karelerle devam ediyor ancak aradaki kurguyu kurmakta zorlanılabileceğini düşündüğüm bazı fotoğraflar var.

Manzara karelerinden sonra gelen akvaryum ve balık fotoğrafı hikayeyi tamamlamayı güçleştiriyor gibi geldi. Böyle olmasının bir sebebi bence fotoğrafın nerde çekildiğine dair bir mekan algısının olmaması. Genel olarak bunlardan önceki karelere baktığımızda nerede çekildiğine dair fikir yürütebiliyorken onda bu eksik kalıyor, bu durumda kareler arasındaki sürekliliği etkiliyor. Devamında gelen martı fotoğrafı için de aynı şeyi söylemek mümkün mekan algısını güçlendirebilecek bir kare olabilirdi diye düşündüm ona da baktığımda. Mesela kadrajı bir pencere frame’i içinde olabilirdi, bu sayede içerde ve dışarda olmak fikri vurgulanabilirdi. Metinde de kuşların özgürülüğü ve ‘karantinada olma’ durumunun getirdiği özgürlüğümüzü kısıtlayıcı faktörü arasında bir paralellilik yakalanabilirdi diye düşündüm. Sanırım ben olsam öyle çekerdim. Evin penceresinden gözüken dikdörtgen bir frame de kuşlar ve mümkünse kuşların ve dışarısının aydınlık, içerisinin daha karanlık olduğu kareyi yakalamaya çalışırdım. Kuşları serüveni ve özgürlüğü vurgulayabilmek adına.

Deren Eren

Öncelikle siz bu ödevi verdiğinizde gerçekten hoşuma gitti çünkü benim zihnimde bir şeyler canlandı ve acaba diğer arkadaşlarım ne düşündü diye merak ettim. Sizin gönderdiğiniz fotoğrafın üstüne nasıl bir fotoğraf çekmeliyim diye düşünürken fotoğrafın bana ipucu vermesi için uzun uzun inceledim. Benim gözlemim sonucunda sizin fotoğrafınızdan saati yakaladım üstüne düşün ışın ve gölgenin şeklini fark ettim. O şekilleri kendi fotoğrafımda yansıtmaya çalıştım. (üçgen yasıma, kırmızı saat, saatin kaç olduğu gibi ). Benim anladığım kadarıyla bizden istediğiniz şey tam olarak yapılan bu işler gibi değildi. Masanın üstünü çekip bilgisayar ve kahve modundan çok daha fazlasıydı bence ama sanırım bu akımı birazcık ben başlatmış oldum. Ben fotoğrafımı çekerken böyle devam edeceğini düşünmemiştim. Benim hayal ettiğim biraz daha akışı olan birbirinin devamı olan fotoğraflardı sanki aynı kişi tarafından çekilmiş gibi. Yani bu şekilde bu hikayenin kahramanı sabah uyandı, kahvesini içti, durduk yere ailesiyle oyun oynadığı yeri gösterdi, kahvaltı yaptı, kedisiyle oynadı, bilgisayarından proje çizdi, kitap okudu, dergi karıştırdı, çizim yaptı, gitar çaldı, kaykaya bindi, top oyandı, manzaraya baktı, tekrar manzaraya baktı, arkadaşlarıyla oturdu, balığını izledi, kuşlara baktı yine kitap okudu, yine proje yaptı, spor yaptı, yemek yedi, yine çizim yaptı... diye devam ediyor. Şimdi buraya yazınca olmayacaklar şeyler değil evde yapılabilir şeyler dedim içimden ama hem tekrara düşüyor hem de herkes neredeyse aynı açıdan bakıp aynı şekilde düşünmüş diyorum. Keşke bizi/beni daha çok heyecanlandıran fotoğraflar olsaydı. Şimdi herkesin ayrı karantina günlerini görmüş olduk ve fotoğrafların bir dili olduğunu düşünmüyorum

Samirah Koshak

In General, it was a challenge that the photographs have to create a story. So every photograph will continue the story of the previous ones by taking a photo and writing a text.

In my opinion, I think that it turned somehow that we took photos of what we usually do during the day like telling a diary. And everyone had different ways of taking photos with different subjects, framing, composition, light, camera, and angle. And some people took really nice pictures by playing with the light and angles.

Buket Açıkgöz

Fotoğrafların hepsine bir kez daha göz attığımda genellikle bir çok fotoğrafta metni okumaya ihtiyaç duymuyoruz ve fotoğraf metni anlatıyor. Örneğin sizin çevresi bulanık, odağın saatte olduğu ya da bir kahve bardağının fotoğrafı doğrudan bize hikaye ile ilgili ipucu veriyor. Ancak hikaye biraz daha herkesin karantina sürecindeki iç dünyasına döndüğünde ise fotoğraflar bir hikaye anlatmak yerine arka fon olmaya başlıyor yavaş yavaş. Genel olarak fotoğrafların hikayesi ile ilgilide biraz daha içinde bulunduğumuz anın dışına çıkarak ve hayal gücümüzü zorlayarak bir kurgu kurmayı bekliyordum. Hepimiz sabah uyanıyor kahvaltı yapıyor, çizim yapıp müzik dinliyor. Bir önceki fotoğrafı devam ettirmek için çok çaba harcamamızın gerekmedi. Bu bir kişinin günü ise de o kişinin bir karakteri oturamadığımızı düşünüyorum.

Burcu Ölmez

Bu çalışma fotoğraflarla ‘’Karantinada Bir Günüm’’ başlığı altından bir kompozisyon, fotoğraf serisi üretmek ile ilgiliydi. İçinde bulunduğumuz ve ilk kez deneyimliyor olduğumuz karantina sürecinde hepimiz çoğunlukla evlerimizde ya da evlerimizin kendi bahçelerinde zaman geçiyoruz. Bu durum da sınırları olan bir mekan ve insan ilişkisine, hareketlerine dikkatleri çekiyor. Sınırlı bir alanda oluşumuz yaptığımız her aktivitenin fazla ortak noktası olmasına hatta aynılaşmasına sebep oluyor. Bu yüzdendir ki fotoğraflarda tekrarlar gözlemleniyor. Bunu sürecin doğal bir yansıması olarak gördüğüm için olumsuz bulmadım aksine ‘’Karantinada Bir Günüm’’ başlığını desteklemiş oluyor. Her ne kadar farklı bölge, şehir, yapılarda olsak da içinde bulunduğumuz mekanların mekânsal tasarım ve işlevi hemen hemen aynı: EV. Fakat bazı fotoğraflarda mekan algısı hiç yok. Mekan-insan ya da mekan-işlev ilişkisini göremiyoruz. Fotoğraflar ya obje/objeler odaklı kalmış ya da çok fazla soyutlanmış. Bu da hikayede yakalanan akışın bazı noktalarda kopukluğa uğramasına sebep olmuş. Teknik açıdan yorum yapacak olursam da bazı fotoğraflar telefon ile çekilmiş bu yüzden odaklama otomatik olarak gerçekleştiği için ya bulanık ya da ışık parlamaları- yetersizlikleri ortaya çıkmış. Çok karanlık, çok parlak fotoğraflar genel olarak algı estetiğini de bozmuş oluyor. Bu çalışmada fotoğrafların, göze hitap etmesi de hikayenin devamlılığını sağlaması kadar önemli olduğunu düşünüyorum.

Oğuzhan Akgün

"Fotoğraf örgüsünü kendi açımdan değerlendirecek olursam, başlarda oluşan hikaye ve birbirinin devamı olan olay örgüsü mantığının giderek kaybolduğunu görüyorum .İncelediğimiz zaman, bir çalar saat ile başlayıp devamında kahvaltı ve aktiviteler ile devam eden bu olay/fotoğraf örgüsü giderek devamlılığını yitirmiş ve özellikle manzara fotoğrafları kısmı ile kişiselleştirilmiş fikri kompozisyonlar gibi devam etmiştir. Bazı kısımlarda yer yer bir hikaye ve devamlılık mantığında hareket etse de tekrarlardan kaçılamamıştır. Bunun da sebebi olay örgüsünün bi kere bozulduktan sonra toparlanmasının zor olması ve her fotoğrafın önceki fotoğrafa ve metine bağlı oluşmasından kaynaklandığını düşünüyorum.

Bu tekrarlamaların bir diğer sebebi ise içinde bulunduğumuz bu durumun aslında bizi belli aktiviteler ile kısıtlamasıdır. Kitap okunması, dergi karıştırılması, online ders durumu ve spor gibi belli aktiviteler bizim bu süreç içerisinde yapabildiklerimizlerdir, ve böyle kısıtlı bir dönemde bu yaşanan tekrarların doğal olduğunu düşünüyorum. Pozitif olan tarafı ise bu fotoğrafların gerçekten bizim içinde bulunduğumuz karantina sürecini yansıtıyor olmasıdır.

Fotoğraf kalitesi ve çekim teknikleri açısından değerlendirecek olursam, genel olarak fotoğrafların çekim kalitesi ve bu fotoğrafların tek tek bir hikayeyi yansıtması bana başarılı gelen noktalardandır. Fotoğrafların içerisinde de doğal ve yapay ışık unsurunun iyi kullanıldığını görmek birçok fotoğrafta mümkündür. Bir olay örgüsü mantığında ise sadece gündüz çekilmiş fotoğraflar harici gece çekimi fotoğrafların da bulunması ve ışığın buna göre kullanılması bu olay örgüsü mantığını desteklemektedir."

Aygün Çırak

Fotoğrafları baştan sona incelediğimde belirgin bir olay örgüsü oluştuğunu fark ettim. Günümüzde içinde bulunduğumuz dönemin şartlarını belirgin bir şekilde yansıtan fotoğraflar olduğunu düşünüyorum. Çoğu kişi günlük alışkanlarımızı ve davranışlarımızı yansıtmış ancak bazı fotoğraflar da ilk bakışta genel yaklaşımdan biraz uzaklaşıldığını hissettim.

Fotoğrafların altındaki yazıları da okuduktan sonra aslında ilk baştan beri hep bir bağlantı içerisinde devam ediyor. Atay’ın fotoğrafına kadar günlük ritüellerimiz yansıtılmış, sabah uyanıp gece yatana kadar gün içerisinde yaptığımız eylemler ve hobiler yansıtılmış. Atay’ın fotoğrafı ile beraber kısır bir döngü içerisine girmiş olan örgü farklı bir noktaya taşınmış ve ev içerisinde günlük ritüellerine devam eden ve belki de sıkılmaya başlayan insanı bu sıkıntı ile bağlantılı olarak uzaklara götürme çabası görüyorum. Ardından gelen bazı fotoğraflarda bu fikri devam ettiriyor. Daha sonra bir süre farklı noktaya, özlemlere giden hikaye Oğuzhan’ın olay bağlantısını gayet mantıklı bir şekilde kurguladığı fotoğrafla tekrar bizi ev içine çekiyor. O noktadan sonra ise ev içi farklı bir soyutlama ile devam ettiğini görüyorum.

Fotoğrafların çekimi ile alakalı ise bazı düşüncelerim de şöyle; bazı fotoğraflar ışık oyunlarına başvurmuş bazılarında anı yakalama çabası var bazıları senaryo oluşturmuş. Genel olarak düşünülerek hazırlanmış fotoğraflar ama bazı fotoğraflarda daha fazla özen ve dikkat gördüm.

Yaren Boğa

Yaptığımız hikaye projesinde genellikle sıradan bir günün akışını betimleyen kareler görüyoruz. Bu kompozisyon etrafında kimi fotograflar günlük enstantanelerden biraraya gelerek bir bütünlük oluştururken bazı fotograflarda ise kadraj ve kompozisyon açısından birtakım tezatlıklar görebiliyoruz. Başta çok fazla günlük durumlar üzerinden ilerlenirken sonlara doğru örneğin telefon kablosunun bileğe sarıldığı fotografta doğru kamera açısı ile kişinin kendi bedensel haraketinin o ‘tedirginliği’ bize yaşatarak daha tasarlanmış, karantinanın psikolojik dürtüsünü ortaya çıkaran bir kompozisyon görüyoruz. Daha yaratıcı ve dramatik etkideki fotografların sürekliliğini saglamak, belki de kahvaltı fotografını bile farklı bir kadrajda yoruma tabi tutmak bu konsept icin daha etkili olabilirdi diye düşünüyorum. Işığın kullanımı ve senaryo birbirini tamamlar nitelikte olmalı. Örnegin camın önündeki masada yemeklerin olduğu fotografta ışık seviyesi aynı yogunlukta ve kadrajıyla birlikte etkin bir duygu oluşturmuyorken bir sonraki fotografa da bir referans vermiyordu. Mekan ve kurgu ilişkisi olarak ele aldığımda; tabii ki mekanı göstermeden o algıyı oluşturmak da ayrı bir durum fakat akvaryum fotoğrafında da olduğu gibi bazı fotograflar mekan algısı açsından kopuk olup ortaya fikir atarak sadece hikayeyi devam ettirme çabasındayken mekanla bağ kurmamızı zorlaştırıyordu, devamında ise manzara fotoğraflarıyla baska bir anlatıya çekildiğini görüyoruz. Hikaye bazen bölünüyor bazen yön değiştiyor parça parça gruplar halinde kendi hikayelerini iyi oluşturuyor fakat genele baktığımızda hepsi bir bütünü kurgulamıyordu.

Dana Ali Husseino

Regarding the angles throughout the story Nursenem Kizilkaya's photo was taken from a different angle which influenced the angles of the photos that came next (top view).Şule Cetin's Photo has a total different photo with a different approach of blurriness . Moving on , to Dilara Erkan's work, the top view angle is returned and a darker theme is added into the photo. In my photograph i would have decreased the enhanced effects and kept its normal range of colors to flow well with the story theme. In Yasemin's Gumus photo a shadow element was inflicted into it which i found quite interesting but would have taken the photo with a wider angle. Berfin Sanem top's photo comes in vertically which is not what i would prefer in a story telling photo, i think all photos should have the same range size, however, the photo is interesting with having the sunlight come through the middle. In addition i would have tried to fix the resolution of the photograph. The last photo by Safak salgur shifts the story atmosphere to a electronic neon vibe which is eye catching but i would have chosen a different approach to be taken .

Kibar Öğütlü

Bu çalışmamızda genel olarak fotoğraflarla hikaye oluşturmaya çalıştık. Bir fotoğraf çekip altına yorum ekleyerek önceki fotoğrafın hikayesini devam ettirdiğimiz bir çalışma hazırlamış olduk. Fotoğrafları tekrar baştan sona göz attığımda bir günümüzün akışını yansıttığımız anlaşılsa da bazı fotoğraflarda akışı bozan ya da yer yer aynı konunun devam etmesi hikayenin akışına bir şey katmamış olup hatta hikayeyi bozan fotoğraflarla da karşılaşıyoruz. İlk fotoğraflar da günlük yaptığımız durumlar üzerinde çekilmiş kadrajlarla karşılaşırken ortalara doğru çok fazla yaptığımız hobilere ait karelerle karşılaşıyoruz buda hikayeyi tekrara sürüklemiş oluyor. Sonlara doğru bazı fotoğraflarda kompozisyon farlılığı yaratan kareler heyecanlandırmış hikayeyi. Fotoğraflarda ışık kullanımı iyi doğal ve yapay ışık kullanılan karelerle karşılaşıyoruz ve bazı fotoğraflarda bulanıklaştırma kullanarak odak noktaları güçlendirilmiştir. Genel olarak hikaye bazen bölünüyor bazen yön değiştiriyor ama bütüne bakıldığında güçlü ve yaratıcı bir hikaye oluşturamadığımızı düşünüyorum.

İpek Işık

I found this interactive assignment to be quiet interesting as well as educational because it provided a deeper insight to the different characteristics of photography with features like lighting, focal point and angle. The whole challenge was creative keeping in mind that we have such less material to work with.

Even though the main idea was to continue from each other’s cues, I thought the process failed in terms of developing a steady storyline and rather ended up being a bunch of repeating scenes. Nonetheless, it was exciting to see what other people are upto in the current situation we’re in.

Zeynep Karşıyaka

Fotoğraflar herkesin günlük yaşamından bir kesitle başlıyor. Güne başlayış ve devamındaki rutinler olarak. Kişiden kişiye günlük rutinleri görürken bazı fotoğraflarda Bunların tekrarı olması aslında bu akıcılığı bozmaktadır. Ben bu fotoğraf dizisinde günün rutinleri sırası bittikten sonra karantinadan dolayı duyduğumuz özlemleri anlatan manzara fotoğrafları gökyüzündeki kuş fotoğrafları o an ki hissedilen psikolojik durumu yansıttığını düşünüyorum ve bizi bu rutinlerden dışarı çıkmamızı sağlıyor. Bu fotoğraflar sayesinde evdeki klasik rutinlerden uzaklaşıp dışarıdaki hayallerimize uzandığımızı hissettim. Aradaki balık fotoğrafı anlatımı güçleştirdiğini düşünüyorum. Daha sonrasındaki fotoğraflar ise tekrar bir günün yeniden başlayıp aynı rutinleri görmek aslında hikayeyi çok zayıflatıp, sıradanlaştırdığını düşünüyorum. Hikayede tekrarlara düşmemek gerekiyor hikayeyi güçlendirmek için. Akşam saatlerindeki fotoğraflardan sonra aslında rutinlerden çıkıp kendi sesimi dinlediğimiz fotoğrafların daha ağırlıkta olmasını isterdim. Tekrar gördüğümüz kedi fotoğrafları bu anlatımın aralarına girip anlam bütünlüğünü yok etmiştir. Aslında somut şeylerden uzaklaşıp soyutlamaya başladığımız fotoğraflar olsaydı bu hikayenin son noktasını koymaktansa bizi düşündürecek ve o iç serüvene bizi sürükleyecekti.

Elnur Veliev

Genel olarak fotoğraflara baktığımda, her fotoğrafın farklı kadraj biçimine ve gölgelerle ışığın kurduğu ilişkilere dikkat ettim. Günümüz ev yaşamının aslında ne kadar güzel olduğunu ve insanların evde kalarakta dışarıya çıkmadan bir aktivite sahibi olacaklarını bu fotoğraflardan deneyimleye biliriz. Fakat bazı fotoğraflarda çekilen resimlerde, fotoğrafçılık sanatının dışına çıkıldığını ve çekilen resimlerin bireysel ve anlık olduğunu görmekteyiz. Resimlerdeki görsel etki bir hiyerarşi oluşturmamakta.

Yasemin Gümüş

Yorumları okumadan fotoğrafları incelediğimde tabi ki de kurguyu değiştiren veya dışına çıkan fotoğraflar görmenin mümkün olabileceğini düşünüyorum çünkü farklı yaşamların, hayal güçlerinin ve hatta objektiflerinin belirli kurguyu aynı şekilde yansıtabileceğinden pek emin değilim. Başlık olan 'karantinada bir günüm'ü tekrar düşününce belki de kendi fotoğrafımın bu kurgunun dışına çıkmış olabileceğini düşünüyorum. Genel kurguyu değil de (bireyselleşmeyi, günlük aktiviteleri paylaşmayı) belkide ilk fotoğraftaki gölge etkisini devam ettirseydik (yorumları okumadan fotoğraflara baktığımızda) daha iyi bir etkiyle karşılaşabilirdik.

Şule Çetin

Bu çalışma, fotoğraflarla hikaye örgüsünü deneyimlemeyi öğreten sıcak bir challenge oldu. Bir önceki fotoğrafın görseli ve hikayesinden ilham alarak farklı bakış açısı ile yeni olayları keşfetmeyi, farklı fikirlerle bütünü yakalamayı hedefledik. Bu çalışmadaki fotoğrafları incelediğimde, çalışmaya katılan bireylerin gündelik hayatlarından bazı rutinleri seçerek ve kendi yaşamlarından sıcak dokunuşlar yaparak bu hikaye örgüsünü tamamlandığını görebiliyorum. Aslında, bazen bir bütün olarak gördüğümüz şeylerin farklı duyguların bileşkesi olduğunu düşündüren bu çalışma, ışık,duygu ,mekan farklılıklarına sahiptir, ama puzzle'da olduğu gibi doğru parçaların gerektiği yere konulması ile harika bir esere dönüşeceğinin başka bir örneği oldu. Bu challenge'da bazen duygu sapmaları olsada aslında gene puzzle'daki gibi farklı bir parçanın bir diğeri ile uyumsuzluğu keşfedilerek gerektiği yere konması sağlandı.

Sonuç olarak, keyifli ve farklı bakış açıları ile yaratıcılıkların zorlandığı bir çalışma oldu diyebilirim.

Atay Şaşoğlu

Herkesin kendi kadrajından paylaştığı bu fotograflar aslın da istemsizce bir birlerini tamamlayan akıcı bir fotograf silsilesi oldu. Özellikle herkesin bu sıralar dilinde olan Covıd-19 Virüs illeti herkesi bir sekilde köseye sıkıştırmış durumda oldugunu hissettim. Bazıları bu olayı olumlu bakarken bazıları ise iç karartan fotograf keresiyle ne kadar hayatı olumsuz etkilediğini göstermiş. Başta dediğim gibi bu birbirlerini tamamlayan (belki istemsizce) bu fotograf grubu herkesin hayata baktıgı pencereleri teslim etmiştir.

Berfin Sanem Top

Bu kurgu icin bize odev verdiginizde merakla neler olucagini, cikicak sonuclari merak ediyordum. Fakat gozlemledigim kadariyla icinde bulundugumuz durumdanda dolayi; hepimiz birbirimizi tekrar ettik. Yapabilcegimiz kisitli, sinirli seyler oldugu icin ayni kategoride fotograflar cikti. Olay orgusunde basta oldukca somut ilerlerken bir anda soyut seylere dogru bir bitiris oldu. O aradaki baglantilarin cogunda anlamsiz orguler olustu. Genel olarak olay orgusunun icerigi, bir evde yapabilecegim, yaptigimiz aktiviteler; zaman harcadigimiz seyler ve eteafta gordugumuz manzara veya fotograf kareleri.. belki icinde bulundugumuz surec belki de her seyi kolaya indirgedigimiz icin hayal gucumuzu kaybettik...

Aylin Satı

Öncelikle hikaye yaratırken bir olay örgüsü olması gerektiğini göz önünde bulundurursak fotoğrafların kopuk bir kompozisyonda olduğunu söyleyebilirim. Fotoğrafların perspektifleri genellikle aynı açıdan çekilmiş fotoğraflar olduğu için duygudan daha çok bireysel olarak yapılan aktivitelere yönelikti. Altındaki yazılardansa fotoğrafların kendilerini anlatması gerekirken, yazılar fotoğraftan daha çok şey anlatıyordu çoğu fotoğrafta. Özellikle yarısından sonra tekrarlayan aktiviteler kompozisyonu bir hikaye örgüsüne döndürmektense tekil cümlelere dönüştüğünü söylebilirim. Fotoğraf açılarının ve ışık kullanımının aynı olmasıda duyguyu biraz tek düzeleştirdi. Hepimizin henüz amatör olduğu “photo journalism” i, sürekli fotoğraflamaya devam ederek fotoğrafın biz birşey yazmadan da konuşmasını sağlamaya çalışarak geliştirebileceğimizi düşünüyorum.